bugün

entry'ler (2954)

doğru soruları sormak

zeka ve ifade yeteneği isteyen eylem.

lozan antlaşmasını hazmedememiş terörist

lozan hezimettir der ve gizli maddeleri olduğuna inanır.

birinin sizi sevmediğinin kanıtı

sudan sebepleden kavga çıkarması.
havadan nem kapıp trip atması.
ufacık olayları büyütmesi.
geçmişi kurcalayıp olmayacak ithamlarda bulunması.

şu an ihtiyacım var denilen şey

sevmek, sevilmek, sevişmek.

eşcinselleri arabistana itelemek

değişik bir katliam şekli.

köbrü yabdı

sonra o köprü bize girdi çomar bey.

otobüste yanına oturan kızın kollarına değmek

kazara olmuş olabilir ama bunu bilinçli yapmak resmen tacizdir. hem kız hem de erkek kişisel alanlara dikkat etmeli saygı göstermeli. ben erkek halimle bile bu durumdan rahatsız oluyorum.

kadınları sevmeyen erkek

halk arasında ibne olarak bilinir.

askerlerimiz çatışırken kadıköy de içen kız

bir gemicik sahibi olmak değildir.

16 nisan 2017 referandum tahminleri

küçük bir fakla evet çıkacak gibi geliyor.

hollandayı haritadan sileceğiz

tutmayın küçük enişteyi, salıverin gitsin.
beyaz perde kefenli çomarlardan yakında söylemeleri beklenen söz.

isveç te yaşayıp akp ye oy veren it

isveç'in kalitesini düşürmektedir.

etkileyici sözler

insan insanı, ya tamamlayamadı, ya tam anlayamadı.

evine aldığı suriyeliler tarafından öldürülen türk

yemek yediği çanağa s*çmak diye buna denir işte. araptan ne zaman hayır gelmiş. hainlik bunların kanında var işte.

bıçağa meyve batırıp eşe uzatmak

son derece samimi ve romantik bir eylem.

çağın vebası

(bkz: suriyeliler)

suriyeli

(bkz: çağın vebası)

kitap alıntıları

rejisör bir filmde rol almak isteyen genç kıza, "iki kelimeyi istediğim gibi söyleyebilirsen sana rol verebilirim" demiş, genç kızda "tabi söyleyebilirim. nedir bu iki kelime?" diye sormuştu. rejisör "sadece üç kere bana 'gen buraya' diyeceksin" demiş, genç kız bundan daha kolay ne var diye düşünürken, rejisör konuşmaya devam etmiş.

"birincisinde sevgilinle bir münakaşadan sonra ona artık ayrılmak istediğini söylüyorsun o başı eğik kapıya giderken, ceketinin cebinde tabanca olduğunu fark ediyorsun. hayatına son vereceğini seziyor, birdenbire onun senin için her şey olduğunu anlıyor ve büyük bir pişmanlıkla; 'gel buraya' diyorsun".

"ikinci olarak kendini küçük bir çocuğun annesi yerine koyacaksın. Çocuk dört yaşında. sen ona bayramlık elbiselerini giydirmiş, balkonda oturmasını, hiçbir yere gitmemesini sıkı sıkıya tembih etmişsin. sana itaat etmiyor ve sokağa fırlıyor. tam o sırada köşede bir kamyon beliriyor ve çocuk bir anda yere düşüp çamurlara bulanıyor. allah'tan ezilmiyor. sen dehşet içindesin. bir yandan allah'a şükrederken diğer yandan sana itaat etmediği için çocuğa son derece kızgınsın. işte bu duygularla ona; 'gel buraya' diyorsun".

"son olarak da bir tacirin karısısın. kocan iflas etmiş. Evin dışında alacaklılar kocanı linç etmek için bekliyor. fakat kocan onuruna dokunan bu durum karşısında kalbine sıktığı bir kurşunla can veriyor. sen de sokak kapısını açıp, dışarıdaki kalabalığın elebaşısına; 'gel buraya' diyorsun".

kızın bu sözler üzerine filmde rol almak istediğinden vazgeçip geçmediğini bilemiyoruz. bildiğimiz sesin tonunun kelimelere hayat verdiği ya da öldürdüğüdür.

- posta kutusundaki mızıka | s: 30,32 -

not : copy/paste değil. üşenmedim kitaptan yazdım.

gökhan güney in seda sayan ı kurtarması

bir pezevenklerin elinden kurtarmak değildir.

beyaz tenli kızların çekiciliği

kiloları ile tesr orantılıdır. kilosu artınca çekiciliği azalır